30 Nisan’da Çin Sahil Güvenlik (CCG) gemileri, her iki tarafın da hak iddia ettiği Scarborough Sığlığı yakınlarında devriye gezen Filipin gemisine karşı tazyikli su kullandı. Filipinli yetkililere göre Çin gemileri Filipin Sahil Güvenliği’ne (PCG) ait BRP Bagacay, Balıkçılık ve Su Kaynakları Bürosu (BFAR) gemisi BRP Datu Bankaw’ı hedef aldı ve her ikisi de hasar gördü. Batı Filipin Denizi Ulusal Görev Gücü (NTF-WPS) sözcüsü Komodor Jay Tarriela yaptığı açıklamada “Bu hasar, Çin Sahil Güvenliği’nin Filipin gemilerini taciz ederken kullandığı kuvvetli su basıncının bir kanıtıdır” ifadelerine yer verdi.
Çin henüz Filipinler’e iradesini kabul ettirmek için silahlı güç kullanmadı. 2012’de aylar süren bir çatışmanın ardından Pekin’in fiili kontrolü altına giren Scarborough Sığlığı’nı henüz geri almadı. Ancak Çin’in denizcilik personelini yaralamaya ve gemilerine zarar vermeye devam etmesi Filipinler’i sınıra doğru itiyor. Bu haftaki saldırılar İkinci Thomas Sığlığı’nda birkaç Filipinli askerin yaralanmasına neden olan bir başka olaydan sadece haftalar sonra gerçekleşti. Scarborough Shoal Olayı, Filipinler ile başta ABD olmak üzere kilit müttefikleri arasında 11.000 asker ve son teknoloji silah sistemlerinin konuşlandırıldığı ve adalara amfibi saldırıların simüle edildiği Büyük Balikatan Tatbikatı’yla aynı zamana denk geldi. Çin’in saldırganlığına karşılık vermesi için ABD üzerindeki baskı giderek artıyor. Joe Biden yönetimi Pekin’i bir çatışma durumunda Manila’yı kurtarmakla yükümlü olduğu konusunda defalarca uyardı.
Çin’in ihtilaflı sularda giderek daha agresif hale gelen “Gri Bölge Taktikleri”ne karşı henüz makul bir caydırıcılık sağlanmış değil. Çin’in Manila’daki büyükelçiliğinden bir sözcü, karaya oturmuş BRP Sierra Madre savaş gemisinde fiili bir Filipin üssüne ev sahipliği yapan tartışmalı sığlık üzerindeki anlaşmazlıkları yönetmek için “Yeni bir model” üzerinde anlaşmaya varıldığını iddia etti. Ancak Filipinli yetkililer bu iddiayı hızla reddederek, Güneydoğu Asya ülkesinin 200 deniz millik Münhasır Ekonomik Bölgesi (MEB) içinde yer alan İkinci Thomas Sığlığı üzerindeki uzlaşmaz tutumlarında ısrar ettiler. Filipinler Ulusal Güvenlik Konseyi (NSC), Çin ile eski Duterte yönetimi arasında daha önce yapıldığı iddia edilen ve şu anda resmi soruşturma altında olan bir centilmenlik anlaşmasına atıfta bulunarak Çin’in iddiasını “Yeni bir icattan ibaret” şeklinde eleştirdi.
MGK tarafından yapılan açıklamada “Devlet Başkanının açıkça ifade ettiği üzere, İkinci Thomas Sığlığı konusunda herhangi bir anlaşma söz konusu değildir ve tüm faaliyetlerimizi uluslararası hukuk sınırları içerisinde yürütmeye devam edeceğiz. Yasal faaliyetlerimize hiçbir şekilde müdahale edilmesine de izin vermeyeceğiz. Ayrıca Filipinler, Çin’in Ayungin Sığlığı üzerindeki kontrol ve idaresinin Çin toprağı olarak kabul edilmesi ya da tanınması olarak değerlendirilebilecek herhangi bir ‘iç anlayışı’ ya da ‘yeni modeli’ asla kabul etmeyecektir” denildi. Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro da “Çin ile herhangi bir anlaşmadan haberdar olmadıklarını ve böylesi bir anlaşmaya kesinlikle taraf olmayacaklarını” söyleyerek ikili ilişkilerdeki artan gerginliğe vurgu yaptı.
İkinci Thomas Sığlığı üzerinde yükselen gerilim, son altı ayda özellikle şiddete dönüşen nispeten yeni bir olgu olsa bile Scarborough Sığlığı üzerindeki tartışma donuk bir hal almış durumda. Bir Filipin savaş gemisi ile aylar süren bir çatışmanın ardından Çin, 2012 yılında söz konusu sığlık üzerinde fiili idari kontrol sağlamayı başarmıştı.
ABD o dönemde krize müdahale etmediği için bir hayli eleştirilere maruz kalmıştı. Geçtiğimiz on yıl boyunca, Pekin yanlısı Rodrigo Duterte de dahil olmak üzere tüm Filipinli başkanlar Çin’i, Filipin kıyılarına ve Subic Körfezi’ndeki hayati askeri tesislere 100 deniz milinden biraz daha uzakta bulunan sığlık üzerinde hak iddia etmemesi ve askeri tesisler kurmaması konusunda uyardı.
2016 yılında, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) himayesinde oluşturulan bir hakem heyeti, Çin’in, Filipinler ve Vietnam dahil olmak üzere kıyı devletleri için ortak balıkçılık alanı olarak kararlaştırılan Scarborough Sığlığı’nı işgal etmesini kınadı. ABD ayrıca Filipinler ile imzaladığı karşılıklı savunma anlaşması uyarınca Çin’i Sığlık üzerinde herhangi bir sert hamle yapmaması konusunda defalarca ikaz etti.
Biden üzerindeki baskı geçen yıldan bu yana giderek artıyor. Geçtiğimiz altı ay içinde Filipin askerlerinin yaralanmasına neden olan üç büyük olaya sahne olan İkinci Thomas Sığlığı konusunda artan gerilim karşısında Biden, Çin’in tehlikeli manevralarını kamuoyu önünde eleştirdi ve ülkesinin Filipinler’e olan “sarsılmaz bağlılığını” yineledi. Ancak Çin ihtilaflı sularda kendi iradesini dayatmaya devam etti ve nihayet Mart ayında patlak veren şiddetli bir olayla doruğa ulaştı.
Filipinler Başkanı Marcos Jr. ve Japonya Başbakanı Fumio Kishida ile gerçekleştirdiği üçlü zirve sonrasında “Açık olmak istiyorum: Amerika Birleşik Devletleri’nin Japonya ve Filipinler’e yönelik savunma taahhütleri son derece sağlamdır. Daha önce de söylediğim gibi, Güney Çin Denizi’nde Filipin uçaklarına, gemilerine ya da silahlı kuvvetlerine yönelik herhangi bir saldırı Karşılıklı Savunma Anlaşmamızı devreye sokacaktır” açıklamasında bulunan Biden, ABD’nin ve benzer düşünen diğer Hint-Pasifik güçlerinin artan güvenlik yardımlarının Filipinler’i Güney Çin Denizi’ndeki egemenlik haklarını daha proaktif bir şekilde savunma konusunda cesaretlendirdiğini de sözlerine ekledi.
Bütün bu göstergeler Marcos Jr yönetiminin, başta İkinci Thomas Sığlığı olmak üzere birçok ihtilaflı bölge konusunda Asya’nın süper gücüne karşı koymaya kararlı olduğunun en açık kanıtı. Fakat yaşananların hiç biri Çin’e geri adım attırmayı başaramadı ve devasa sahil güvenlik filosu ile milis güçlerinden oluşan donanmasını kullanarak Filipin devriyelerini ve ikmal görevlerini artan bir saldırganlıkla aksatmaya devam ett. Sonuç olarak, her üç taraf da çıkarlarını korumak için yeni yollar ararken, bölge çapında şok dalgaları yaratacak olası bir topyekun çatışma riski bütün canlılığıyla karşımızda duruyor.